Ana Sayfa YAZARLAR-YENİ İşletmelere Vergi Yapılandırılması Yerine, Karşılıksız Sermaye Konulmalı

İşletmelere Vergi Yapılandırılması Yerine, Karşılıksız Sermaye Konulmalı

1283
0

Ertuğrul KILIÇ
SMMM, Bağımsız Denetçi Sorumlu Ortak
ertugrul.64@gmail.com


Korona virüsü nedeniyle hayatın normal akışı değişti. Yürüyen sistemlerin birçoğunun gerçek bir çözüm olmadığı ya da sağlıklı bir sistem oluşturulamadığı ortaya çıktı. İşletmelerin kuruluş amaçları kar elde etmektir. Kar elde etmek için mal ve/veya hizmet üretecek bir organizasyona sahip olmaları gerekmektedir.

Bir işletmenin var olmasının olmazsa olmaz kuralı, diğer şeylerin yanı sıra yeterli bir sermayeye ve organizasyona sahip olması, olmazsa olmazıdır.

Bir tarafta işletmelerin mal ve hizmet üretmeleri beklentisi var iken, diğer taraftan da bu mal ve hizmetleri kullanacak, yani talep eden tüketicilerin olması gerekmektedir. Sadece arzın tek başına yeterli olmadığı aynı zamanda talebinde olması gerektiği bu salgın hastalık sürecinde yaşanılarak kanıtlanmış oldu.

İşletmeler aynı zamanda bir organizasyondur. Çeşitli fonksiyonlardan oluşur. Üretim, pazarlama, finansman, personel ve dağıtım gibi fonksiyonlara sahip olması gerekir.

İşletmeler mal ve hizmet üretirken çeşitli maliyetlere katlanırlar. Bu katlanılan maliyetleri kaynak olarak işletmeye konulan sermaye ile karşılarlar.  Eğer işletme kendi sermayesi ile üretim arasındaki maliyet dengesini kuramaz ise borçlanmanın uygun olduğu dönemlerde çeşitli nedenlerle dış kaynak bulurlar ve borçlanmanın kaldıraç etkisinden yararlanırlar.

İşletmeler normal zamanlarda borçlanmanın kaldıraç etkisinden yararlanmak, bazende öz sermaye ile borçlanma arasında bir optimum denge kurarak vergi yükünü azalmak üzere borçlanmaya gidebilirler.  Borcun maliyetinin devlet tarafından ödenmesi, başka bir ifadeyle işletmelerin borçlanması, vergiden korunma etkisi yaratabilmektedir. Ancak bu dengenin iyi kurulması gerekir. Firma aşırı derecede borçlanmaya gider ise bunun sonucu bütün karlılığını faiz ödemesi olarak yapar ve karlılığı azalır.

Ancak bugünkü durumda normal koşullardan geçmemekteyiz. İşletmelerin faaliyetleri uzunca bir zaman durdu. Faaliyetleri durmakla kalmadı işletme organizasyonları sarsıldı. İşçileri çalışamadı, üretim yapılamadı ve işletme için çok önemli olan tedarik ile dağıtım zincirleri bozuldu ve hasar gördü.

Ülkemizde Küçük ve Orta Boy İşletme olarak tanımlanan KOBİ ‘lerin can damarları olan Öz kaynaklarının yetersiz olması nedeniyle çalışamaz hale geldiler. Üretim yapabilenlerin ise sadece Korona virüsü öncesi talep edilen imalat ve hizmet taleplerini yapabilmektedirler. Yeni mal ve hizmet talebi yakın zamanda görülmemektedir. Arz olsa bile talep ortada yok.

Bütün bu alınan önlemler sadece işletmelerin personel kaynaklarının korunması ve çalışanların asgari düzeyde hayatlarının sürdürülmesi amaçlanmaktadır. İşletmelerin varlıklarını korumak üzere ise sadece kredi verilerek borçlandırılmaktadırlar ve devletin alacağı vergi ve Sosyal Güvenlik ödemleri ertelenmektedir.

İşletmelerde finansal sıkıntı kredi verenlere, verilen sözlerin yerine getirilmediğinde ve ödemede güçlükle karşılaşıldığı zaman ortaya çıkacaktır. İşletmelerin bu ödemeleri karşılayamaması, hayatlarını sürdürmelerinin tehlikede olacağı ve/veya iflasla karşılaşacağı anlamına gelecektir. Borçluluk düzeyleri artıkça sermaye yetersizliği ve geri ödemede karşılaşan sorunlar borç verenlere bir yük olarak dönecektir. İşletmelerin devamlılıkları ortadan kalkacaktır. Devletin kamu bankaları aracılığıyla işletmelere verdiği krediler ise zamanla ödenemeyerek, devlet bütçesine kamu zararı olarak dönecektir.

İşletmelerin borçlandırılması yerine, öz kaynaklarını yani sabit sermayelerini artırıcı önlemler alınmalıdır. Sermaye Katılım Ortaklıkları gibi kurumlar aracılığıyla borçlandırma yerine, işletmelere ortak olarak katılmalı ve daha uzun süre nefes almaları sağlanmalıdır.

Ülkemizde toplam 3 milyon 646 bin 392 KOBİ ölçeğinde işletme bulunmakta olup bu sayı, tüm işletmelerimizin %99.83’ne denk gelmekte, toplam istihdamın %76,7’sini sağlamaktadır, bunu akıldan çıkarmamız lazım. Uzun uğraşılarla kurulmuş üretim zincirlerinin önemli bir parçası olan bu işletmelerin, yaratmış oldukları marka değerleri, iş yapma becerileri, büyük işletmelerin önemli bir tedarikçisi oldukları unutulmamalı ve verilen bunca emekler boşa gitmemelidir.

KOBİ’leri borçlandırma yerine, öz kaynaklarını ve işletme organizasyonlarını güçlendirecek yeni bir sermaye ve organizasyon kurumu kurularak ortak olunmalı. Bu zor süreçlerden geçerken ayakta kalmalarını sağlayacak, KOBİ’lere kılavuzluk edecek ve normal sürece girildiğinde, kendini yenileyip geliştirebileceği bir organizasyon ve güç kaynağı yaratılmalıdır.

Sürekli yapılandırılan vergi ve sigorta borçları artık önemini kaybetmiştir. İşletmeler günlük hayatlarını sürdürebilecek bir nakit girişleri bulunmamaktadır. Belirli bir standarttın altında kalan KOBİ’lere vergi affı ve sigorta affı (borçlarının tamamen silinmesi) çıkarılmalıdır. Yoksa tekrar ve anlamsız kalacak bir yapılandırma yapmak bu işletmelerin hayatlarına devam etmesini sağlayamayacaktır. Bu kriz sıradan bilindik tek taraflı arz veya talepten kaynaklanan bir kriz değildir. Her iki tarafında olmadığı neredeyse yel değirmenlerine karşı işletmelerin savaştığı bir krizdir. Çözümü de sıradan olmayacaktır. Aynı yöntemler uygulanarak, nitelikleri farklı olan bir kriz, aynı şekilde çözülemez. Ekonominin kılcal damarları olan küçük ve orta işletmelerin yaşamasını sağlayacak taze kan akışı, öz kaynaktır. Bu işletmelerin su yüzünde kalmalarını sağlayacaktır. Aksi takdirde büyük oranda bir işsizlikle birlikte yoksullaşan işletme sahipleri ortaya çıkacaktır.

Şimdi bazı seslerin yükseldiğini duyar gibiyim, yeni bir kurum ve af mı? diye ama bu kurumlarda uzun yıllardır biriktirdiğimiz bir emeğin ve çabanın kriz nedeniyle yok olmasını önleyecek bir araçsa evet yeni bir kurum kurulmasında ve af çıkarılmasında bir sakınca olmamalıdır.  Vergi politikalarının sosyal amaçlarından biri de ihtiyaç duyan sektör ve tabakalara çeşitli destekleme araçları kullanılarak kamusal faydanın artırılmasını sağlamaktır. Bu bir lütuf değildir. Bu kamusal bir fayda yaratan işletmelerin, katma değer yaratmaya devam etmesini sağlayarak, devletin bütçeden harcayacağı ayrı bir maliyetin oluşmasını önlemek ve kaynakların verimli kullanılmasını sağlamaktır.

Yeni bir KOBİ dostu sermaye katılım ortaklığı kurulmalı. Ekonomik ve sosyal katma değer yaratabilecek sektörler belirlenerek ve bu işletmeler  için belirlenen standartlar doğrultusunda öz kaynak sağlanarak ortak olunmalıdır. Borçlandırma yerine zorda kalan ve değer yaratan bu işletmelere sermaye ve organizasyon katkısı sağlanarak iş yapma kabiliyetleri artırılmalı, yeni bir görevdeşlik ile yok olmaları önlenmelidir.

Ya yeni bir oksijen verilerek yaşatılmalı, ya da toplumsal olarak daha sonra yüksek bir maliyete (işsizlik ve yoksulluk vb. gibi) katlanarak bunları yeniden kurmaya razı olmalıyız.

Tercihimizi buna göre oluşturmalıyız…

 


Kaynak: Ertuğrul KILIÇ, SMMM – Bağımsız Denetçi Sorumlu Ortak Özel İzni ile yayınlanmıştır. Yazının Tüm hakları ve sorumluluğu yazara aittir.
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


YAZARIN DİĞER YAZILARI
Esnek Çalışma Kıdem Tazminatının Ölüm Fermanı 
Kıdem Tazminatı – Tamamlayıcı Emeklilik Ve Çalışma Hayatına Etkileri-3
Kıdem Tazminatı – Tamamlayıcı Emeklilik Ve Çalışma Hayatına Etkileri-2
Kıdem Tazminatı – Tamamlayıcı Emeklilik Ve Çalışma Hayatına Etkileri
Pandemi Sürecinde Çalışılmadan Geçen Sürelerin Kıdem Tazminatına Etkisi
KOBİ’ler İçin Borçlandırma Yerine, Sermaye Katılım Ortaklığı Kurulmalı
İşletmelerin Binek Otomobil Maliyetlerinin Giderleştirilmesi Ve Amortisman Kâbusu Bitmiyor!
VUK 353/1‘de Yapılan Değişiklik Ve Elektronik Faturada Ceza Uygulaması.
Elektronik Fatura Yerine Kâğıt Fatura Kesilirse Ceza Uygulanabilir Mi?
Önceki İçerikMeslek liseleri bu yıl 1 milyar lira üretim geliri hedefliyor
Sonraki İçerikToplam tahıl üretiminde en büyük paya sahip olan buğdayın yeterlilik derecesi %89,5 olarak gerçekleşti

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz