Ana Sayfa Vergi Birliğin Yaptığı Hizmet Karşılığı Aldığı Bedel Nedeni İle Kurumlar Vergisi Mükellefiyeti Doğar...

    Birliğin Yaptığı Hizmet Karşılığı Aldığı Bedel Nedeni İle Kurumlar Vergisi Mükellefiyeti Doğar mı?

    1354
    0

    (GİB – ÖZELGE)

    Konu: Birliğin yapmış olduğu hizmetin karşılığı almış olduğu bedel nedeniyle KV mükellefiyetine tabi olup olmadığı, mükellefiyetinin olması durumunda beyannamelerinin serbest muhasebeci veya mali müşavir tarafından imzalanma zorunluluğu hakkında,

    İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; Birliğiniz tarafından hastanelerin tıbbi atıklarının ve belediyelerin çöplerinin bir bedel karşılığında bertaraf edileceği ve bu hizmetin karşılığında para tahsilatı yapabilmek için fatura kesilmesi gerektiği belirtilerek; VUK, KDV ve Kurumlar Vergisi karşısındaki durumunuz ile kurumlar vergisi mükellefi olmanız halinde beyannamelerinin serbest muhasebeci veya mali müşavir tarafından imzalanma zorunluluğu hakkında bilgi istenilmiştir.

    KURUMLAR VERGİSİ KANUNUNA GÖRE

    5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1’inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde, iktisadi kamu kuruluşları vergi mükellefiyeti kapsamına alınmış olup aynı Kanunun 2’nci maddesinin üçüncü fıkrasında da; Devlete, il özel idarelerine, belediyelere, diğer kamu idarelerine ve kuruluşlarına ait veya bağlı olup faaliyetleri devamlı bulunan ve birinci ve ikinci fıkralar dışında kalan ticari, sınai ve zirai işletmelerin iktisadi kamu kuruluşu olduğu; altıncı fıkrasında ise iktisadi kamu kuruluşları ile dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmelerin kazanç amacı gütmemeleri, faaliyetlerinin kanunla verilmiş görevler arasında bulunması, tüzel kişiliklerinin olmaması, bağımsız muhasebelerinin ve kendilerine ayrılmış sermayelerinin veya işyerlerinin bulunmamasının mükellefiyetlerini etkilemeyeceği, mal veya hizmet bedelinin sadece maliyeti karşılayacak kadar olması, kâr edilmemesi veya kârın kuruluş amaçlarına tahsis edilmesinin bunların iktisadi niteliğini değiştirmeyeceği hükme bağlanmıştır.

    Anılan Kanunun uygulanmasına ilişkin açıklamaları içeren 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin (2.3.1.) bölümünde iktisadi kamu kuruluşlarının ticari, sınai veya zirai bir işletme oluşturup oluşturmadığı hususunda, bu Tebliğin (2.4.) bölümünde yapılan açıklamaların dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir.

    Söz konusu Tebliğin (2.4.) bölümünde ise iktisadi işletmenin belirlenmesinde işletmenin belirgin özelliklerinin bağlılık, devamlılık ve faaliyetin ticari, sınai veya zirai bir mahiyet arz etmesinin, diğer bir anlatımla iktisadi işletmenin unsurlarının ticari faaliyetin de temel özelliklerinden olan, bir organizasyona bağlı olarak piyasa ekonomisi içerisinde bedel karşılığı mal alım-satımı, imalatı ya da hizmet ifaları gibi faaliyetler olduğu, Kanunun bu gibi halleri tek tek saymak yerine, dernek veya vakıf tarafından piyasa ekonomisi içerisinde icra edilen tüm iktisadi faaliyetleri kapsamına aldığı, satılan mal veya hizmete ait bedelin sadece maliyeti karşılayacak kadar olmasının, kâr edilmemesinin, kârın kuruluş amaçlarına tahsis edilmesinin bunların iktisadi işletme olma vasfını değiştirmeyeceği açıklanmıştır. Ayrıca kazanç sağlama amacı olmasa dahi işletmenin konusunun ve faaliyetinin, her türlü mal ve hizmet satışı ya da bunlara benzer şekillerde olması ve devamlı surette yapılması durumlarında da dernek veya vakıflara ait iktisadi işletme oluştuğu kabul edilecektir.

    Buna göre, vergi uygulamaları bakımından Birliğinizin tüzel kişiliği itibarıyla kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunmamaktadır. Ancak, Birliğinizin çöp ve katı atıkları toplaması, taşıması, ayrıştırması, ortadan kaldırması ve toplanan katı atık ve çöplerin dönüşümü ile yeniden ekonomiye kazandırılması amacıyla yapmış olduğu hizmetler karşılığında bir bedel alması halinde, Birliğinize bağlı bir iktisadi işletme oluşacağından, söz konusu iktisadi işletme nezdinde Birliğinizden ayrı olarak kurumlar vergisi mükellefiyetinin tesis edilmesi gerekmektedir.

    VERGİ USUL KANUNUNA GÖRE

    213 sayılı Vergi Usul Kanununun 172’nci maddesinde, iktisadi kamu müesseselerinin defter tutmaya mecbur oldukları; 176’ncı maddesinde defter tutma bakımından iki sınıfa ayrılmış tüccarlardan I nci sınıf tüccarların bilanço esasına göre defter tutacakları; 177’nci maddesinde, her türlü ticaret şirketleri ile kurumlar vergisine tabi diğer tüzel kişilerin I nci sınıfa dahil oldukları hüküm altına alındıktan sonra, 182’nci maddede bilanço esasında tutulacak defterler sayılmış, 220’nci maddede ise tasdike tabi defterlere ilişkin hükümler yer almıştır.

    Mezkûr Kanunun 227’nci maddesinin birinci fıkrasında ise “Bu kanunda aksine hüküm olmadıkça bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir.” hükmü yer almakta olup, söz konusu kayıtların aynı Kanunun 229’uncu maddesinde belirtilen fatura ile müteakip maddelerinde yer alan belgelerden herhangi biri ile tevsik edilmesi gerekmektedir.

    164 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin (III.) bölümünde, Genel ve Katma Bütçeli İdarelere, İl Özel İdarelerine, Belediyeler ve Köyler ile bunların teşkil ettikleri birliklere ait veya tabi olan veyahut bunlar tarafından kurulan veya işletilen müesseseler ile 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 2’nci maddesinde tanımı yapılan Teşebbüs, Teşekkül, Kuruluş, Müessese, Bağlı Ortaklık, İştirak ve İşletmelerin tasdik mecburiyetine tabi olmaksızın Vergi Usul Kanununun ilgili hükümlerine göre Tebliğde sayılan belgeleri düzenleyecekleri, ancak bu kuruluşların kullanacakları belgelerin üzerine “Vergi Usul Kanunu Yönetmelik Hükümlerine Tabi Değildir” ibaresini kaşe ile basacakları veya matbaa baskısı ile belirtecekleri düzenlemesine yer verilmiştir.

    Ayrıca, anılan Kanunun mükerrer 227’nci maddesi ile vergi beyannamelerinin 3568 sayılı Kanuna göre yetki almış meslek mensupları tarafından da imzalanması mecburiyetini getirme, bu mecburiyeti beyanname çeşitleri, mükellef grupları ve faaliyet konuları itibariyle ayrı ayrı uygulatma ve söz konusu uygulamalara ilişkin usul ve esasları belirleme hususlarında Bakanlığımıza yetki verilmiştir.

    Bu yetkiye dayanılarak çıkarılan ve 29/06/1997 tarihli ve 23034 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 4 sıra no.lu Vergi Beyannamelerinin Serbest Muhasebeci ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlerce İmzalanması Hakkında Genel Tebliğ ile vergi beyannamelerinin meslek mensuplarınca imzalanması konularına ilişkin usul, esas ve işlemlerde dikkate alınacak parasal hadler belirlenmiş ve Bakanlığımızca özel bir belirleme yapılmadığı takdirde, bu hadlerin her yıl bir önceki yıl için belirlenen yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanacağı bu Kanuna ilişkin olarak yayımlanmış çeşitli Genel Tebliğlerde açıklanmıştır.

    Diğer taraftan, 4 sıra no.lu Vergi Beyannamelerinin Serbest Muhasebeci ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlerce İmzalanması Hakkında Genel Tebliğin (II/A) bölümünde, kurumlar vergisi veya ticari, zirai ve mesleki kazancı nedeniyle gerçek usulde vergilendirilen gelir vergisi mükelleflerinden aktif ve net satışları toplamı Bakanlığımızca belirlenen hadleri aşmayan mükelleflerin beyannamelerini 3568 sayılı Kanuna göre yetki almış meslek mensuplarına imzalatmak zorunda oldukları belirtilmektedir.

    Buna göre, Birliğinize bağlı iktisadi işletme oluşması nedeniyle yukarıda yer verilen hükümlere uygun olarak defter tutma ve belge düzenleme mecburiyetiniz bulunmaktadır.

    Ayrıca, Birliğinize bağlı oluşan iktisadi işletmeye kurumlar vergisi ile katma değer vergisi mükellefiyeti tesis ettirilmesi gerektiğinden, söz konusu iktisadi işletmenin aktif ve net satışlarının II/A bölümündeki hadlerin altında kalması halinde, düzenleyeceğiniz beyannamelerin 4 sıra no.lu Vergi Beyannamelerinin Serbest Muhasebeci ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlerce İmzalanması Hakkında Genel Tebliğ kapsamında 3568 sayılı Kanuna göre yetki almış meslek mensuplarına imzalattırılması zorunlu bulunmaktadır.

    Kaynak: Bitlis Valiliği Defterdarlık Gelir Müdürlüğü
    29 Nisan 2014 Tarih ve 10497383-010-1 Sayılı Özelge

    Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

    Önceki İçerikTahkim Kararı Nedeni İle Ödenen Tazminat, Kurum Kazancı Tespitinde Gider Olarak Kaydedilir mi?
    Sonraki İçerikAdi Ortaklık Payı Kısmi Bölünme İşlemine Konu Edilir mi?

    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz