(GİB – ÖZELGE)
Konu: 6113 sayılı Kanun uyarınca ilgili dönem kurum kazancının tespitinde dikkate alınmaksızın olağanüstü yedekler hesabında izlenen tutarın geçmiş yıl dönem zararlarına mahsubu.
İlgide kayıtlı özelge talep formunda, elektrik perakende satış alanında faaliyet gösteren şirketinizin tamamı TEDAŞ’a ait bir anonim şirket iken Özelleştirme Kanununa göre 31.07.2013 tarihinde özelleştirildiği, özelleştirme işlemi öncesinde 6113 sayılı Bazı Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Bir Kısım Borç ve Alacaklarının Düzenlenmesine Dair Kanun kapsamında yapılacak borç ve alacak netleştirmeleri, takas ve mahsup işlemleri ile terkin işlemleri sonucunda ortaya çıkan ve olağanüstü yedekler hesabında izlenen tutarların, geçmiş yıl dönem zararlarından mahsup edilmesi durumunda, mahsup edilen tutarların nasıl vergilendirileceği hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6’ncı maddesinde, kurumlar vergisinin mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 38’inci maddesinin birinci fıkrasında, bilanço esasına göre ticari kazancın, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet fark olduğu, bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce işletmeye ilave olunan değerlerin bu farktan indirileceği, işletmeden çekilen değerlerin ise farka ilave olunacağı hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Kanunun 94’üncü maddesinin birinci fıkrasında, fıkrada belirtilen kişi ve kurumların bentler halinde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dâhil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecbur oldukları belirtilmiştir.
Gelir Vergisi Kanunu uygulamasında vergiyi doğuran olay gelirin elde edilmesiyle gerçekleşmekte olup gelirin elde edilmesi, ticari ve zirai kazançlarda tahakkuk esasına, serbest meslek kazancı, gayrimenkul sermaye iradı ile diğer kazanç ve iratlarda tahsil esasına, menkul sermaye iratları ile ücret gelirlerinde ise hukuki ve ekonomik tasarrufun gerçekleşmesine bağlanmıştır.
Menkul sermaye iratları açısından vergiyi doğuran olay niteliğinde olan hukuki ve ekonomik tasarrufun gerçekleşmesinde, gelirin sahibi tarafından talep edilebilir hale gelmesi anlamına gelen hukuki tasarruf aşaması, gelirin istendiği anda sahibine ödenecek hale gelmesi anlamına gelen ekonomik tasarruf aşamasınca izlenmekte olup söz konusu menkul sermaye iradının fiilen tahsil edilip edilmemesi gelirin elde edilmesine etki etmemektedir.
Kâr dağıtımına ilişkin esasları düzenleyen Türk Ticaret Kanunu’nun anonim şirketlerle ilgili 509’ uncu maddesinde, kâr payının ancak net dönem kârından ve serbest yedek akçelerden dağıtılabileceği belirtilmiştir.
Diğer taraftan, 6113 sayılı Bazı Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Bir Kısım Borç ve Alacaklarının Düzenlenmesine Dair Kanunun 22nci maddesinde;
“(1) Türkiye Elektrik Dağıtım Anonim Şirketine olanlar ile Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketi tarafından yürütülmekte olan dengeleme ve uzlaştırma faaliyetleri kapsamında olanlar hariç olmak üzere, bu Kanun kapsamındaki kamu kurum ve kuruluşlarının bu Kanunun yayımından önceki ay sonu itibarı ile birbirlerine olan ödenmemiş borç ve alacakları, 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ve 18/4/2001 tarihli ve 4646 sayılı Doğal Gaz Piyasası Kanununun 12’nci maddesinin (g) fıkrası kapsamında hesaplanan fer’iler, TEİAŞ dengeleme ve uzlaştırma faaliyetleri ile ilgili gecikme cezaları hariç olmak üzere terkin edilerek Türkiye Elektrik Dağıtım Anonim Şirketine devrolunur ve aynı kuruluşa ilişkin borç ve alacaklar netleştirilerek muhasebeleştirilir.
…
(7) Bu Kanun kapsamında yapılacak borç ve alacak netleştirmeleri, takas ve mahsup işlemleri ile terkin işlemleri sonucunda oluşacak gelir ve giderler, dağıtılabilir ticari kârın ve kurum kazancının tespitinde dikkate alınmaz.”
hükümleri yer almıştır.
Buna göre, 6113 sayılı Kanunun 2’nci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca ilgili dönemde kurum kazancının tespitinde dikkate alınmaksızın olağanüstü yedekler hesabına aktarılmış olan tutarların, işletmeden çekilmesi halinde bu tutarlar öncelikle kurumlar vergisine, vergi sonrası dağıtılan kazancın da elde edenin hukuki niteliğine göre kâr dağıtımına bağlı vergi kesintisine tabi tutulması gerekir.
Bu çerçevede, anılan Kanun kapsamında olağanüstü yedekler hesabına aktarılmış olan tutarların geçmiş yıl zararlarına mahsup edilmesi halinde, dağıtılabilir ticari kârın tespitinde dikkate alınamayacak olan bu tutarların öncelikle kurumlar vergisine tabi tutulması gerekecektir. Ancak nakden veya hesaben bir ödeme bulunmadığından kâr dağıtımına bağlı vergi kesintisi yapılması gerekmemektedir.
Kaynak: İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı
8 Aralık 2016 Tarih ve 62030549-125[6-2015/250]-241883 Sayılı Özelge
Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.