Ana Sayfa Muhasebe Invoice Belgesinin Fatura Yerine Geçen Belge Olarak Dikkate Alınıp Alınmayacağı

    Invoice Belgesinin Fatura Yerine Geçen Belge Olarak Dikkate Alınıp Alınmayacağı

    2
    0

    T.C.

    GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

    MERSİN VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

    (Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

    Tarih: 10/09/2013

    Sayı: 68554973-105[413-2012/16]-100

    Konu: Invoice Belgesinin Fatura Yerine Geçen Belge Olarak Dikkate Alınıp Alınmayacağı ile Yurtdışı Merkezin Yaptığı Yönetim ve Genel İdare Giderlerinin Belgelendirilmesi.

    İlgi (a) ve (b) sayılı özelge talep formlarında; … Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün   … vergi numarasında kayıtlı dar mükellef olduğunuz, … tarih ve … sayılı … İlişkin Anlaşma kapsamında … inşası için emtiaların tedariki, hizmetlerin icrası ve projenin inşa aşaması ile bağlantılı olarak çalışmaların yürütülmesinde genel yüklenici olarak firmanızın görevlendirildiği,

    – … inşası için hizmet satın aldığınız, düzenlenen sözleşmede yurtdışından satın aldığınız bu hizmetler için işin bitiminde … adlı bir belge düzenlendiği, bu belgenin, Türkiye’de düzenlenen hakediş belgesi gibi taraflarca imza altına alındığı, ödeme aşamasında invoice belgesinin düzenlendiği, invoice belgesinin … Kanunlarına göre fatura değil, ödeme talep/ispat belgesi olduğundan bahisle, yukarıda belirtilen belgelerden hangisinin fatura yerine geçen belge olarak dikkate alınacağının,

    -Yurtdışı merkezinizin Türkiye Şubesi adına yaptığı yönetim ve genel idare giderlerinin hangi belgelerle tevsik ederek defterinize kaydedeceğinizin,

    bildirilmesi istenilmektedir.

    Bilindiği üzere, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 22 nci maddesinde;

    “(1) Dar mükellef kurumların iş yeri veya daimi temsilci vasıtasıyla elde edilen kazançlarının tespitinde, aksi belirtilmediği takdirde tam mükellef kurumlar için geçerli olan hükümler uygulanır.

    (2) Dar mükellefiyete tabi kurumların ticari veya zirai kazançlar dışında kalan kazanç ve iratları hakkında, Gelir Vergisi Kanunu’nun bu kazanç ve iratların tespitine ilişkin hükümleri uygulanır. Ancak, bu kazanç ve iratların Türkiye’de yapılmakta olan ticari veya zirai faaliyet kapsamında elde edilmesi halinde, kurum kazancı bu maddenin birinci fıkrasına göre tespit edilir.

    (3) Dar mükellefiyette kurum kazancının tespitinde, ayrıca aşağıdaki indirimlerin yapılması kabul edilmez:

    a) Bu kurumlar hesabına yaptıkları alım-satımlar için ana merkeze veya Türkiye dışındaki şubelere verilen faizler, komisyonlar ve benzerleri.

    b) Türkiye’deki kurumun kazancının elde edilmesi ve idamesi ile ilgili olan ve emsallere uygunluk ilkesi uyarınca belirlenecek dağıtım anahtarlarına göre ayrılan paylar ile Türkiye’deki kurumun denetimi için yabancı ülkelerden gönderilen yetkili kişilerin seyahat giderleri hariç olmak üzere, ana merkezin veya Türkiye dışındaki şubelerin genel yönetim giderlerine veya zararlarına katılmak üzere ayrılan paylar.

    …” hükmüne yer verilmiştir.

    Anılan hüküm ile ilgili olarak 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nin 22.3 üncü bölümünde, “… Ana merkezin veya Türkiye dışındaki şubelerin genel yönetim giderlerine veya zararlarına katılmak üzere ayrılan paylar kurum kazancının tespitinde indirilemeyecektir.

    Söz konusu genel yönetim giderlerine veya zararlarına katılmak için ayrılan paylardan, Türkiye’deki kurumun kazancının elde edilmesi ve idamesi ile ilgili olan ve emsallere uygunluk ilkesi uyarınca belirlenecek dağıtım anahtarlarına göre ayrılan paylar ile Türkiye’deki kurumun denetimi için yabancı ülkelerden gönderilen yetkili kimselerin seyahat giderlerinin indirimi kabul edilecektir. Buna göre, söz konusu giderler, Türkiye’deki kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmak zorundadır. Ayrıca, bu giderlerin Türkiye’deki kazanca isabet eden kısmının belirlenmesinde kullanılan dağıtım anahtarının emsallere uygunluk ilkesi çerçevesinde belirlenmesi gerekmektedir. Emsallere uygunluk ilkesi, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı maddesine uygun olarak belirlenecektir.” açıklaması yapılmıştır.

    Buna göre, Türkiye’deki kurumun kazancının elde edilmesi ve idamesi ile ilgili olan ve emsallere uygunluk ilkesi uyarınca belirlenecek dağıtım anahtarlarına göre ayrılan paylar ile Türkiye’deki kurumun denetimi için yabancı ülkelerden gönderilen yetkili kişilerin seyahat giderleri kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınabilecek olup; … ndaki ana merkezin bunun dışında kalan harcamalarının gider olarak dikkate alınabilmesi mümkün bulunmamaktadır.

    Diğer taraftan, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 227 nci maddesinin birinci fıkrasında, “Bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir.” hükmü yer almaktadır. Söz konusu kayıtların ise mezkur Kanun’un 229 ve müteakip maddelerinde yer alan fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu şeklindeki belgelerden herhangi birisi ile tevsik edilmesi gerekmektedir.

    Konu ile ilgili olarak yayımlanan 253 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nin “Yurt Dışında Faaliyette Bulunan Mükelleflere Yaptırılan İş ve Hizmetler Karşılığında  Alınan  Bedellerle  İlgili  İşlemler” başlıklı  bölümünde, yurt dışında mukim kişi veya kuruluşlara yaptırılan iş veya hizmetler karşılığında ödemede bulunan gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerinin, yurt dışında mukim kişi veya kuruluşlardan aldıkları muteber belgeleri gider olarak defterlerine kaydedebildikleri belirtilerek, yurt dışındaki kişi veya firmalardan belge alan mükelleflerin, bu belgeleri defter kayıtlarında gider olarak göstermeleri sırasında belgelerde yazılı bedelleri, belgelerin düzenlendiği günde Merkez Bankasınca belirlenen döviz alış kuru üzerinden Türk Lirasına çevirerek kayıtlarında gösterecekleri, ancak inceleme sırasında inceleme elemanınca lüzum görülmesi halinde, mükelleflerin bu belgelerini tercüme ettirmek zorunda oldukları açıklanmış bulunmaktadır.

                Buna göre, yurt dışında mukim kişi veya kuruluşlara yaptırılan iş veya hizmetler nedeniyle yüklenilen tutarların işin mahiyetine göre gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınabilmesi için Vergi Usul Kanunu’nun 229 ve müteakip maddelerinde yer alan belgelerden herhangi biri ile tevsik edilmesi gerekmekte olup, aksi durumda gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınabilmesi, ancak yurt dışından alınan söz konusu belgenin hizmetin alındığı ülkede uygulanan vergi mevzuatı çerçevesinde geçerli bir belge olduğunun kabulü halinde mümkün bulunmaktadır.

     


    Kaynak: GİB Özelge
    Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


    Önceki İçerikFaiz gelirleri üzerinden yapılan kesintilerin nakden veya mahsuben iadesinin yapılıp yapılamayacağı
    Sonraki İçerikGrup firmasından temin edilecek ve alınacak hizmetler nedeniyle katma değer vergisi tevkifatı yapılıp yapılmayacağı

    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz