Ana Sayfa Muhasebe Şüpheli hale gelen alacak için noterden ihtarname göndermek yeterli mi yoksa mahkemeye...

    Şüpheli hale gelen alacak için noterden ihtarname göndermek yeterli mi yoksa mahkemeye başvurmak mı gerekiyor?

    237
    0

    2 yıldır 20.000 TL değerinde alamadığımız bir ticari alacağımız mevcut. Noterden ihtarname gönderdik ancak sonuç alamadık. Bu tutarı gider olarak kullanabilmek için noterden ihtarname göndermek yeterli mi yoksa mahkemeye başvurmak şartı mı var?

    Alacağınızın Şüpheli konuma getirmek için Dava açmanız gerekir (VUK 323.md.)


    BENZER İÇERİKLER

    Mahkeme aşamasına gelmiş alacak şüpheli alacak mıdır? Mahkeme süreci devam ediyor alacağın tahsili hakkında vesaiti bağlayıcı kanıt yok. Mahkeme sonuçlanmadan alacak Şüpheli hale gelir mi? 

    Bir alacağın şüpheli hale gelip karşılık ayrılması Mahkemeye başvuru ile (Dava açılması ile) olur. 

    Dava safhasındaki alacaktan karşılık ayrılmaz.

    Şüpheli alacaklar için dava veya icra takibine başlandığı yılda karşılık ayrılması gerekir. 

    Şüpheli hale geldiği hesap döneminde karşılık ayrılmayan alacaklar için daha sonraki dönemlerde şüpheli alacak karşılığı ayrılmasının mümkün değildir.

    -Şüpheli alacak karşılığı davanın açıldığı dönemde yapılır. Tahsil oluncaya kadar bu kayıt durur.

    -Karşılık dava açıldığı dönem yapılmak zorundadır. 

    -Karşılık ayrıldığı tarihte 128 ve 129 hesaplar aynı zamanda kullanılır. 

    Şüpheli alacak karşılığı ayrılması alacağın şüpheli hale geldiği tarihte yapılması zorunlu olup aşağıdaki kayıtlar yapılır.

     ———————/—————————— 

    128 (B)

    120/121 (A) 

    Alacağın şüpheli hale getirilmesi 

    —————————-/——————– 

    —————————-/——————– 

    654 (B) Karşılık Giderleri Hesabı 

    128 (A) 

    Şüpheli Ticari Alacaklar Hesabı Şüpheli alacağa karşılık ayrılması

     ———————/—————————— 

    —————————-/——————– 

    129 (B) Şüpheli Ticari Alacaklar Karşılığı Hs 

     128 (A) Şüpheli Ticari Alacaklar Hesabı 

    Şüpheli alacağın ve karşılığın kayıtlardan çıkarılması 

    ———————–/——————————


    Ödenen ancak geri alınamayan avanslar değersiz veya şüpheli alacak olarak gider yazılabilir mi?

    İlgide kayıtlı özelge talep formunda, … Vergi Dairesi Müdürlüğünün … vergi kimlik numaralı mükellefi olduğunuz, şirketin … ile iştigal ettiği, kendi adınıza … inşası için yurt dışı ve yurt içindeki firmalara 20..-20.. yıllarında yapılan avans ödemelerinin “159-Verilen Sipariş Avansları” hesaplarında takip edildiği, tek taraflı olarak sözleşme şartlarının yerine getirilmemesi nedeniyle verilen sipariş avanslarının geri alınamadığı belirtilerek iş bu hesaplara karşılık ayrılması, bu hesapların değersiz veya şüpheli alacak olarak değerlendirilmesi hususlarında bilgi talep edildiği anlaşılmakta olup konu hakkında Başkanlığımız görüşleri aşağıda açıklanmaktadır.

    213 sayılı Vergi Usul Kanununun 322 nci maddesinde; “Kazai bir hükme veya kanaat verici bir vesikaya göre tahsiline artık imkân kalmayan alacaklar değersiz alacaktır.

    Değersiz alacaklar, bu mahiyete girdikleri tarihte tasarruf değerlerini kaybederler ve mukayyet kıymetleriyle zarara geçirilerek yok edilirler. İşletme hesabı esasına göre defter tutan mükelleflerin bu madde hükmüne giren değersiz alacakları, gider kaydedilmek suretiyle yok edilirler.” hükmüne yer verilmiştir.

    Kanaat verici bir vesikadan ne anlaşılması gerektiği hususunda ise kanunda yeterli açıklık bulunmamaktadır. Ancak, vergi hukuku uygulaması bakımından kanaat verici vesikalara örnek olarak aşağıdaki belgeler sayılabilir.

    -Borçlunun herhangi bir mal varlığı bırakmadan ölümü veya Medeni Kanunun 31 ve izleyen maddelerine göre mahkemelerce borçlu hakkında verilen gaiplik kararı ve mirasçıların da mirası reddettiklerine dair sulh hukuk mahkemelerince verilmiş bulunan mirası red kararı,

    -Borçlu aleyhine alacaklı tarafından açılan davayı borçlunun kazandığına dair mahkeme kararı,

    -Mahkeme huzurunda alacaktan vazgeçildiğine ilişkin olarak düzenlenmiş belgeler,

    -Alacaktan vazgeçildiğine dair konkordato anlaşması,

    -Borçlunun dolandırıcılıktan mahkum olması ve herhangi bir malvarlığı bulunmadığını belgeleyen resmi evrak,

    -Borçlunun adresinin saptanamaması nedeniyle icra takibat dosyasının kaldırıldığını ve yasal süresi içerisinde yenileme talebinde de bulunulmadığını gösteren icra memurluğu yazısı,

    -Gerek doğuşu gerekse vazgeçilmesi bakımından belli ve inandırıcı sebepleri olmak şartıyla alacaktan vazgeçildiğini gösteren anlaşmalar, (Alacaklının tek taraflı irade beyanı ile alınmasından vazgeçilen alacakların, değersiz alacak olarak zarar kaydı mümkün değildir.)

    -Ticaret mahkemesince borçlu hakkında verilmiş ve ilgili masa tarafından tasfiyeye tabi tutulmuş bulunan iflas kararına ilişkin belgeler.

    Mezkur Kanunun 323 üncü maddesinde; ” Ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmak şartıyla;

    1.Dava veya icra safhasında bulunan alacaklar;

    2.Yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş bulunan dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacaklar; şüpheli alacak sayılır.

    Yukarıda yazılı şüpheli alacaklar için değerleme gününün tasarruf değerine göre pasifte karşılık ayrılabilir. Bu karşılığın hangi alacaklara ait olduğu karşılık hesabında gösterilir. Teminatlı alacaklarda bu karşılık teminattan geri kalan miktara inhisar eder.

    Şüpheli alacakların sonradan tahsil edilen miktarları tahsil edildikleri dönemde kar zarar hesabına intikal ettirilir.” hükmü yer almaktadır.

    Bu hükme göre, dava veya icra safhasında bulunan alacaklarla, yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş olan dava ve icra takibine değmeyecek derecedeki küçük alacaklar şüpheli alacak sayıldığından, yukarıda belirtilen şartları taşıyan alacakların bu kapsamda kabulü mümkün bulunmakta olup, bu şartlardan herhangi birinin mevcut olmaması halinde ise şüpheli alacak kaydına imkan bulunmamaktadır.

    Bu itibarla, ileride teslim alınacak bir hizmet için sipariş avansı niteliğindeki ödemelerin ticari faaliyetin devamı için yapılması ve bu tür ödemelerin Kanunun 323 üncü maddesinde belirtilen şartları haiz olması halinde, bu ödemelerin tahsil edilemediği durumlarda karşılık ayrılması mümkün bulunmaktadır.

    Yukarıda yer verilen hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, ticari faaliyetinizin devamı için verilen sipariş avanslarının,

             – 323 üncü madde de yer alan şartlar yerine getirilmediğinden şüpheli ticari alacak olarak zarar kaydı,

             – Tek taraflı irade beyanınınız ile alınmasından vazgeçmeniz halinde de değersiz alacak olarak zarar kaydı

             mümkün değildir.


    7338 kanun ile VUK 323 de yapılan değişiklik sonrası artık şüpheli duruma düşen alacaklar için serbest meslek erbabı defterine bu alacakları gider olarak yazabilecekler mi?

    Vergi Usul Kanununun 323’üncü maddesine göre; ticari ve zirai kazanç sahipleri Şüpheli alacak karşılığı ayırabilir. 

    Serbest meslek kazanç sahipleri bu imkândan yararlanamaz. 

    Yeni düzenlemede işletme defteri için düzenleme yapılmıştır.


    VUK

    Şüpheli Alacaklar

    Madde 323

    (Değişik: 30/12/1980 – 2365/55 md.) Ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmak şartıyla;

    1. (Değişik: 1/5/1981 – 2455/3 md.) Dava veya icra safhasında bulunan alacaklar;

    2. Yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş bulunan (7338 sayılı kanunun 35 inci maddesiyle değişen ibare; Yürürlük: 26.10.2021)ve 3.000 Türk lirasını aşmayan(*) alacaklar;

    Şüpheli alacak sayılır.

    Yukarıda yazılı şüpheli alacaklar için değerleme gününün tasarruf değerine göre pasifte karşılık ayrılabilir.

    Bu karşılığın hangi alacaklara ait olduğu karşılık hesabında gösterilir. Teminatlı alacaklarda bu karşılık teminattan geri kalan miktara inhisar eder.

    Şüpheli alacakların sonradan tahsil edilen miktarları tahsil edildikleri dönemde kar-zarar hesabına intikal ettirilir.

    (7338 sayılı kanunun 35 inci maddesiyle eklenen fıkra; Yürürlük: 26.10.2021)İşletme hesabı esasında defter tutan mükellefler, yukarıdaki fıkralar kapsamında tespit edilen şüpheli alacaklarını defterlerinin gider kısmına ve bunlardan sonradan tahsil edilen miktarları ise tahsil edildikleri dönemde defterlerinin gelir kısmına, hangi alacaklara ait olduğunu gösterecek şekilde, kaydederler.

     

    (*) Değişmeden önceki şekli: dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük


    Kaynak: GİB, İSMMMO
    Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


    Önceki İçerikYeme içme hizmeti sunulan pastane ve börekçide paket servis KDV oranı %1 midir?
    Sonraki İçerikMevcut adresimizden farklı başka bir adreste irtibat bürosu açabilir miyiz?

    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz