Ana Sayfa Vergi Türkiye’deki şirketin Almanya’da açacağı şubeyi vergi dairesine bildirme zorunluluğu var mıdır?

    Türkiye’deki şirketin Almanya’da açacağı şubeyi vergi dairesine bildirme zorunluluğu var mıdır?

    311
    0
    Türkiye faaliyet gösteren bir limitet şirket bulunmaktadır. Bu mükellefimiz Almanya şube açılışı yapmak istemektedir. Bunun la ilgili Türkiye yapılması gereken işlemler nelerdir? Şube açılışı için alınan karar notere tasdik ettirilecek, ticaret sicilinde tescil ettirilecek ve vergi dairesine bilgi verilir.

    ____________________________________

    BENZER İÇERİK

    Yurtdışında açılan şubeye ilişkin bildirim zorunluluğu ve bu şubeden elde edilen kazancın Türkiye’de beyannameye dahil edilip edilmeyeceği hk.

    T.C.

    GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

    ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

    (Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü)

    Sayı

    :

    27575268-105[159-2016-401]-230398

    13.06.2018

    Konu

    :

    Yurtdışında şube açılışı hk.

    İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; Türkiye’de inşaat alanında faaliyette bulunan şirketinizin 28/4/2015 tarihinde Almanya’da aynı konuda faaliyet göstermek üzere şube açılışı gerçekleştirdiği, ancak şubenin açılışı ile ilgili olarak Türkiye’de vergi daireleri dahil hiçbir kuruma bilgi verilmediği belirtilerek, söz konusu şubenin açılışını bildirmek ve bu şubeden elde ettiğiniz kazancı Türkiye’de beyan etmek zorunda olup olmadığınız hususlarında tarafınıza bilgi verilmesi talep edilmektedir.

    I- KURUMLAR VERGİSİ KANUNU UYGULAMASI 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde kurumlar vergisine tabi kurumlar sayılmış olup, aynı Kanunun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasında, “Kanunun 1 inci maddesinde sayılı kurumlardan kanunî veya iş merkezi Türkiye’de bulunanlar, gerek Türkiye içinde gerekse Türkiye dışında elde ettikleri kazançların tamamı üzerinden vergilendirilirler.” hükmüne yer verilmiştir. Ayrıca, aynı Kanunun 6 ncı maddesinin birinci fıkrasında, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı; ikinci fıkrasında da safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.

    Bu hükümler çerçevesinde, tam mükellefiyete tabi şirketiniz tarafından bir hesap dönemi içinde gerek yurt içinde gerekse yurt dışında elde edilen kazançlarınızın tamamının ilgili dönem kurum kazancına dahil edilerek beyan edilmesi gerekmektedir.

    II- VERGİ USUL KANUNU UYGULAMASI 213 sayılı Vergi Usul Kanununun; – 156 ncı maddesinde, “Ticari, sınai, zirai ve mesleki faaliyette iş yeri; mağaza, yazıhane, idarehane, muayenehane, imalathane şube, depo, otel, kahvehane, eğlence ve spor yerleri, tarla, bağ, bahçe, çiftlik, hayvancılık tesisleri, dalyan ve voli mahalleri, madenler, taş ocakları, inşaat şantiyeleri, vapur büfeleri gibi ticari, sınai, zirai veya mesleki bir faaliyetin icrasına tahsis edilen veya bu faaliyetlerde kullanılan yerdir.”, – 159 uncu maddesinde, “Aynı teşebbüs veya işletmeye dahil bulunan iş yerlerinin sayısında vukua gelen artış veya azalışları mükellefler vergi dairesine bildirmeye mecburdurlar.” – 168 inci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde, “… Şirketlerin işe başlama bildirimleri dışında yapılacak bildirimler ile işi bırakma ve değişiklik bildirimleri, bildirilecek olayın vukuu tarihinden itibaren bir ay içerisinde mükellef tarafından vergi dairesine yapılır.” hükümleri yer almaktadır.

    Bu bağlamda, mükelleflerin ticari, sınai ve zirai faaliyetlerini sürdürdükleri yerlerin iş yeri özelliğini taşıyabilmesi için bu yerlerin “faaliyetin icrasına tahsis edilmesi” veya faaliyetin icra edildiği “yer” olma özelliğini taşıması gerekmekte olup, mükelleflerin mükellefiyetleri devam ederken işletmelerine dahil iş yeri sayısında bir artış söz konusu olması halinde, bu değişiklikliğin bir ay içinde ilgili vergi dairesine bildirilmesi gerekmektedir.

    Buna göre, Almanya’da şube açmanız nedeniyle oluşacak durumun iş yerlerinizin sayısında vukua gelen artış kapsamında değerlendirilerek mezkur Kanunun 168 inci maddesi uyarınca vergi dairesine bildirilmesi icap etmektedir.

    Öte yandan, söz konusu bildirim zorunluluğuna uymayan mükellefler hakkında mezkûr Kanunun 352 nci maddesinin 2 nci fıkrasının 4 numaralı bendi uyarınca usulsüzlük cezası kesileceği tabiidir.


    Kaynak: İSMMMO Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


    Önceki İçerikTCDD yolcu biletinde KDV oranı nedir?
    Sonraki İçerikKentsel dönüşümde daire sahiplerine müteahhit tarafından ödenecek farklar inşaat maliyetine eklenebilir mi?

    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz