Mükellef danışmanlık Hizmeti satın alacak. Danışmalığın sürekliği olacağını, sürekli hizmet alımı Serbest Mesleğe mi dönüşür? Danışmanlık verecek kişinin mükellefiyet kaydı yoktur. Karşıiğında Gider Pusulasımı düzenlemek gerekiyor, Hizmet Alımı oranı %10 mudur. Danışmanlık 1 Yıldan uzun sürekli olacak ise SMMM KAZANCI MI olur ? Gider Pusulası düzenlemeye devam etmelimidir.
Bahsettiğiniz hizmet alımı için hizmeti veren kişinin Serbest meslek erbabı olması gerekir Gider pusulası ile sürekli hizmet alınmaz.
Kazançları vergiden istisna tutulanların haricindeki kişilerden gider pusulası ile (aynı kişiden) devamlılık arz edecek şekilde mal ve hizmet alınması mümkün değildir. Bu durumda mal ve hizmeti satan kişinin ticari veya serbest meslek mükellefiyeti açması gerekir.
Vergi mükellefi olmayan kişiden alan adı (domain) alımında vergilendirme ve belge düzeni hk.
T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü
|
||||
Sayı |
: |
11395140-105[VUK-1-20000]-429158 |
17.06.2020 |
|
Konu |
: |
Mükellefiyeti bulunmayan bir kişiden satın alınacak domain/alan adı bedelinin vergilendirilmesi. |
|
|
İlgide kayıtlı özelge talep formunuzun incelenmesinden; vergi mükellefiyeti bulunmayan bir kişiden domain bedeli ödeyerek bir web sayfası (www….com) satın aldığınızdan bahisle, söz konusu işlemin katma değer vergisi, gelir vergisi ve stopaj kesintisine tabi olup olmadığı ve belge düzeni hususlarında Başkanlığımız görüşünün talep edildiği anlaşılmıştır.
I- GELİR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun ticari kazancın konusuna ilişkin 37 nci maddesinde, her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu belirtilmiştir.
Ticari faaliyet, bir tür emek-sermaye organizasyonuna dayanmakta olup kazanç sağlama niyet ve kastının bulunup bulunmaması böyle bir organizasyon tarafından icra edilen faaliyetin “ticari faaliyet” olma niteliğine etki etmemektedir. Ancak bir faaliyetin “ticari faaliyet” sayılabilmesi için, kazanç sağlama niyet ve kastı gerekmemekle birlikte faaliyeti icra eden organizasyonun bütün unsurlarıyla birlikte değerlendirildiğinde kazanç sağlama potansiyeline sahip olması gerektiği ortaya çıkmaktadır.
Ayrıca, mezkur Kanunun 82 nci maddesinde, arızi kazançlar sayılmış olup, anılan maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde, arızî olarak ticarî muamelelerin icrasından veya bu nitelikteki muamelelere tavassuttan elde edilen kazançların arizi kazanç olduğu hüküm altına alınmıştır.
Bunun yanı sıra, aynı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında, “Kamu idare ve müesseseleri, iktisadi kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya zirai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar.” hükmüne yer verilmiştir.
Bu itibarla, Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinde, vergi mükellefiyeti bulunmayan şahıslardan yapılan alımlar için tevkifat yapılacağına dair hüküm bulunmadığından, vergi mükellefi olmayan kişiden satın alınacak alan adı (domain) dolayısıyla ödenecek tutar üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılmasına gerek bulunmamaktadır.
Buna göre, ödeme yapılacak kişinin kendi adına tescil ettirdiği alan adlarını, ticari organizasyon çerçevesinde ve devamlı olarak satması halinde, elde edeceği kazanç ticari kazanç olarak vergilendirileceğinden, ödenecek bedeller üzerinden herhangi bir vergi tevkifatı yapılmayacağı tabidir.
Ayrıca, sahibi olduğu alan adını satan kişinin bu faaliyeti devamlılık arz etmeksizin bir defaya mahsus olarak yapması ve ticari bir organizasyon içerisinde faaliyet göstermemesi durumunda ise, alan adı (domain) satışından doğan kazanç arızi ticari kazanç olarak vergilendirilecek olup, bu durumda da söz konusu kişiye ödenen bedeller üzerinden tevkifat yapılmayacaktır.
II- VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN:
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227 nci maddesinin birinci fıkrasında, “Bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir.” hükmü yer almakta olup, söz konusu kayıtların ise, mezkûr Kanunun 229 ve müteakip maddelerinde yer alan veya Bakanlığımıza verilen yetkiye dayanılarak kullanılma zorunluluğu getirilen belgelerden uygun olanı ile tevsik edilmesi gerekmektedir.
Bu kapsamda, mezkûr Kanunun;
– 229 uncu maddesinde faturanın, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olduğu,
– (231/5) maddesinde, faturanın, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenleneceği, bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturaların hiç düzenlenmemiş sayılacağı,
– 232 nci maddesinde, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerin;
1. Birinci ve ikinci sınıf tüccarlara,
2. Serbest meslek erbabına,
3. Kazançları basit usulde tespit olunan tüccarlara,
4. Defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere,
5. Vergiden muaf esnafa
sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunların da fatura istemek ve almak mecburiyetinde olduğu; yukarıdakiler dışında kalanların, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar ile kazancı basit usulde tespit edilenlerden ve defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerden satın aldıkları emtia veya onlara yaptırdıkları iş bedelinin (2019 yılı için) 1.200,-TL’yi geçmesi veya bedeli (2019 yılı iin) 1.200,-TL’den az olsa dahi istemeleri halinde emtiayı satanın veya işi yapanın fatura vermesinin mecburi olduğu,
– 234 üncü maddesinde, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan serbest meslek erbabının ve çiftçilerin, vergiden muaf esnafa yaptırdıkları işler veya onlardan satın aldıkları emtia için tanzim edip işi yapana veya emtiayı satana imza ettirecekleri gider pusulasının vergiden muaf esnaf tarafından verilmiş fatura hükmünde olduğu
hükme bağlanmıştır.
Ayrıca, 225 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde gider pusulalarında, işin mahiyeti, cinsi, adedi, fiyatı, tutarı, toplamı, tevkif edilen vergi oranı ve net tutarı; işi yaptıran ile yapanın veya emtiayı satın alan ile satanın adlarıyla soyadları (tüzel kişilerde unvanları) adresleri, varsa vergi dairesi ve vergi kimlik numarası, seri ve müteselsil sıra numarası ve düzenleme tarihine ilişkin bilgilere yer verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Buna göre;
– Sahibi olduğu (kendi adına tescilli) alan adını satan kişinin, devamlılık arz edecek şekilde ve ticari organizasyon çerçevesinde faaliyet göstermesi halinde, elde edeceği kazanç ticari kazanç olarak vergilendirileceğinden, bu kişi tarafından kendi adına tescil ettirdiği “www…..com” isimli alan adının satışına ilişkin olarak şirketiniz adına fatura düzenlenmesi,
– Sahibi olduğu (kendi adına tescilli) alan adını satan kişinin, bu faaliyeti devamlılık arz etmeksizin bir defaya mahsus olarak yapması ve ticari bir organizasyon içerisinde faaliyet göstermemesi durumunda ise, vergi mükellefiyeti bulunmayan kişiden yapılan söz konusu domain alımı için, şirketiniz tarafından, alım yapılan kişi adına gider pusulası düzenlenmesi
gerekmektedir.
III- KATMA DEĞER VERGİSİ YÖNÜNDEN:
3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun;
– 1 inci maddesinde; ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu, ticari, sınai, zirai faaliyet ile serbest meslek faaliyetinin devamlılığı, kapsamı ve niteliğinin Gelir Vergisi Kanunu hükümlerine göre, Gelir Vergisi Kanununda açıklık bulunmadığı hallerde, Türk Ticaret Kanunu ve diğer ilgili mevzuat hükümlerine göre tayin ve tespit edileceği,
– 4 üncü maddesinde; hizmetin, teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemler olduğu, bu işlemlerin bir şeyi yapmak, işlemek, meydana getirmek, imal etmek, onarmak, temizlemek, muhafaza etmek, hazırlamak, değerlendirmek, kiralamak, bir şeyi yapmamayı taahhüt etmek gibi şekillerde gerçekleşebileceği
hükme bağlanmıştır.
Buna göre, vergi mükellefiyeti bulunmayan gerçek kişinin alan adı (domain) altında vermiş olduğu hizmeti ticari organizasyon çerçevesinde ve süreklilik arz edecek şekilde gerçekleştirmesi halinde, söz konusu hizmet bedeli üzerinden KDV hesaplanması gerekmekte olup, hizmetin devamlılık arz etmeyecek şekilde arızi olarak verilmesi halinde ise söz konusu hizmet KDV’ye tabi olmayacaktır.
…
Kaynak:GİB, İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.