Dr. Hakan ÇINAR
Akademisyen
hakan.cinar@mentorgumruk.com.tr
Pandemi öncesine dün, sonrasına ise bugün diyelim ve bizi bekleyen geleceği ve fırsatları bir gözden geçirelim.
– Dün Avrupa’lı iş insanları mesafe dinlemeksizin Uzakdoğu ülkelerine seyahat ediyorlar ve rahatça gezebiliyorlar, diledikleri kadar bu ülkelerde kalabiliyorlardı. Fuarlara katılıyor fabrika ziyaretleri yapıyorlardı. Bugün o ülkelere seyahat şöyle dursun, bilhassa Uzakdoğu’dan gelecek ziyaretçileri dahi neredeyse kabul etmiyorlar, mümkün olduğunca etmemeyi tercih ediyorlar. Aşı tercihleri de bunu ortaya koyuyor zaten. Ticaret uzak coğrafyalardan yakın coğrafyalara kaydı. Ve bu eksen değişimi hızla devam edecek.
– Dün uzak coğrafya ile batılı ülkeler arasında taşıma problemleri yoktu ve navlunlar bu denli yüksek değildi. Bugün konu büyük bir problem halini almış durumda ve yakın coğrafyalar ile ticaret ister istemez daha cazip ve daha ekonomik hale bürünmüş durumda. Uzak coğrafyalar ise bu kez gerçekten uzak düşmüş halde.
– Dün, yaşanan bir pandemi olmadığı için toplumlar arasında sağlık kavramına bakışa dair bir görüş ayrılığı olmadığı gibi böyle bir gündem de söz konusu değildi. Bugün, ortaya çıkan pandemi ile kültürlerin sağlığa ve salgın hastalıklara bakış ve yaklaşımları arasındaki fark daha belirgin hal aldı. Bu da ister istemez benzer kültürde olan ülkelerin yakınlaşmasına, olmayanların ise uzaklaşmasına yol açtı. Ve öyle de devam edecek görünüyor.
– Dün tedarik zincirindeki anlayış, tüketimin çok hızlı olması, uzak coğrafyalardan rahatlıkla yüksek miktarda tedarik yapılabilmesi ve maliyetlerin kabul edilebilir düzeyde olması şeklinde gerçekleşirken, burada da belirgin bir farklılaşma meydana geldi. Bugün tedarik zinciri yakın coğrafyalardan, daha az ama daha nitelikli ürün temin etmek şeklinde evrilmeye başladı. Tüketimde bir azalma olmamasına rağmen, tercih edilen ürünler, iş seyahatlerinin de elverdiği şekliyle yakın coğrafyadan tedarik edilmeye, satış ve pazarlamanın da yakın coğrafyada yer alan ülkelere yönelik olması şeklinde bir evrimin de var olduğunu söylemek mümkün.
– Dün tasarruf daha ön planda iken, bugün insanlar daha fazla tüketmeye, yaşanılan anı daha iyi değerlendirmeye çabalar oldular. Bir süre meydana gelen arz kısıtları sonrası talep patladığı için, arz eski seviyesine ulaşsa dahi yetersiz kaldı. Dün yastık altında duran değerler, bugün yastığın üzerine çıktı ve piyasaya tüketim olarak yansıdı. Enflasyonun sebepleri incelendiğinde de bu sonuçlara ulaşmak mümkün.
– Dün sağlığa dair harcamalar daha kısıtlı iken, bugün artık kişisel sağlık yatırımları da, kitlesel yatırımlar da artış gösterdi. Sağlık turizmi önemli bir hal aldı.
– Dün de e-ticaret vardı, ama özellikle ülkeler arası bu denli hızlı değildi, son tüketiciye ulaşmak böylesine kolay öngörülmüyordu. Bugün son tüketicinin nerde olduğuna bakılmaksızın pek çok firma e-ticaret ile tüm kitlelere ulaşır hale gelmeye başladı. Lojistik servis sağlayıcılar da düne göre bugün farklı çözümler üretir oldular. Güçlü karayolu filosu ile yakın coğrafyaya ulaşabilmek büyük bir avantaja dönüştü.
– Dün mağaza açmak popülerdi, bugün internette mağaza sahibi olmak.
– Dün tüm ziyaretler yüz yüze idi, bugün büyük ölçüde online.
Bahsettiğim tüm değişimlerin ülkemiz için önemli fırsatlar yarattığını sanırım yukarıdaki karşılaştırmalarım ile net olarak görüyoruz. Yakın coğrafya diye adlandırdığımız Avrupa ülkeleri ile ticaretimizi geliştirmek için önemli bir gelecek bizi bekliyor. İş insanlarımızın bu dönemde atağa kalkıp, böylesine önemli bir fırsatı kaçırmamalarını şiddetle tavsiye ediyorum. Hatta daha öte, içim içimi yediği için de sürekli dile getiriyorum. İhracat için önümüzdeki imkanları pervasızca harcamayıp, ille de marka olacağım yoksa yokum demeksizin bu konuda çaba harcamalıyız. Ben ihracat yapamam, benim için çok zor demeden hem de.
Eğer dünden sonra ile bugünden öncenin arasını iyi yakalayabilir ve zamanı orada durdurarak, hazırlıklarımızı buna göre şekillendirebilir, fırsatlara odaklanmayı başarabilirsek, bilin ki değişimi yakalamışız demektir.
Kaynak: İşbu içerik, Sayın Dr. Hakan ÇINAR’ın özel izni ile yayınlanmıştır. Yazının tüm hakları ve sorumluluğu yazara aittir.
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.