Bir müşterim Google reklam veriyor. Verilen reklamların vergisini biz mi yükleneceğiz?
KDV AÇISINDAN
KDV Genel Tebliğine göre; “Türkiye’ye getirilen hizmet, Türkiye’deki firmanın Türkiye’deki faaliyeti ile ilgili ise, hizmetten Türkiye’de faydalanılmıştır; hizmet Türkiye’deki faaliyetlerle ilgili değilse, sonuçları Türkiye dışında doğuyorsa Türkiye’de faydalanılmamıştır.” şeklinde açıklamak mümkündür. KDV Genel Tebliği’nde, yurt dışından sağlanan hizmetlere ait KDV’nin hizmetten faydalanan yurt içindeki muhatap tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edileceği açıklanmıştır.
Dolayısıyla yurt dışından sağlanan ve KDVK’nın 1/2. maddesine göre hizmet ithali kapsamında değerlendirilen işlemlere ait KDV’nin, hizmetten yararlanan Türkiye’ de mukim kişi ve kuruluşlarca sorumlu sıfatıyla verilecek olan 2. no.lu KDV beyannamesi ile beyan edilerek bağlı bulunulan vergi dairesine ödenmesi, 1 no.lu KDV beyannamesinde de gösterilerek indirilmesi mümkün olacaktır.
Faydalanma Türkiye’de olmak ve KDV’yi önleyen özel bir hüküm bulunmamak kaydıyla;
-Yurt dışından teknik hizmet, montaj hizmeti veya danışmanlık hizmeti alınması,
– Yurt dışından Gayrimenkul ve gayrimaddî hak alınması veya kiralanması (know-how, marka vs.),
– Yurt dışından kiralanmış menkulün (meselâ bir iş makinesinin) Türkiye’ye getirilip kullanılması,
– Yurt dışından yazılım hizmeti alınması,
– Yurt dışından tamir-bakım hizmeti alınması,
– Yurt dışından yapılan mal tedarikine bağlı vade farkları, -Bir yurt dışı firmanın personeli olan kişinin, geçici süreyle Türkiye’de görev yapması gibi hizmetler KDV sorumluluğu gerektirmektedir.
Yurt dışından alınan bir hizmette KDV sorumluluğunun doğmaması için;
– Bu hizmet, KDV’nin konusuna girmeyen bir hizmet olmalıdır,
– Hizmet, Türkiye’ye ithal edilmemiş (Türkiye’de icra edilmemiş ve Türkiye’de faydalanılmamış) olmalıdır, -İthal edilen hizmet, KDV istisnasına konu bir hizmet olmalıdır. Yurt dışından alınan ve bu üç şartın sağlanamadığı tüm hizmetler, KDV sorumluluğu gerektirmektedir. Hizmeti yapanın mukimi olduğu ülke ile Türkiye arasında vergi anlaşması bulunması, vergi anlaşmalarının KDV’ni kapsamaması sebebiyle, KDV sorumluluğunu etkilememektedir.
STOPAJ AÇISINDAN
Yurt dışında yerleşik kişi ve kurumların, Türkiye’deki gerçek ve tüzel kişilere verdikleri hizmetler nedeniyle elde ettiği gelirler, vergi anlaşmalarında aksine hüküm olmaması kaydıyla Türkiye’de gelir veya kurumlar vergisine tabi tutulmaktadır. Yurtdışına yapılan bu ödemeler üzerinden KVK’nın 30. maddesi çerçevesinde BKK ile belirlenmiş oranlarda stopaj yapılmalı ve muhtasar beyanname ile beyan edilmelidir. 5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 30. maddesi kapmasında stopaj yapılabilmesi için;
– Hizmeti sunan yurt dışında mukim bir kurum olmalıdır.
– Yapılan hizmetin niteliği itibariyle Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 30. maddesi kapmasında tevkifata tabi olması gerekir.
– İlgili ülke ile çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması olmamalıdır veya vergi anlaşmasında stopajı engelleyici bir hüküm bulunmamalıdır.
Buna göre yurt dışından sağlanan;
-Elemanların ücretleri (yabancı bir kuruluşun elemanının Türkiye’deki bir firmanın personeli veya yöneticisi olarak çalışması “serbest meslek” kazancı olarak nitelendirildiğinden bu nedenle yabancı kuruluşa yapılan ödemeler KVK’nun 30. maddesi uyarınca stopaja tabidir.),
-Mühendislik, montaj, danışmanlık, eğitim hizmeti, özel yazılım yaptırılması, tercüme yaptırılması gibi serbest meslek hizmeti niteliğindeki hizmet bedelleri,
-Kiralama hizmeti karşılığında yapılan ödemeler (Finansal kira veya normal kira), -Borç verme, mevduat ve benzeri fonlamalar karşılığında ödenen faizler,
-Yurt dışından yapılan mal tedarikine bağlı vade farkları,
-Telif, imtiyaz, ticaret unvanı, marka, know-how ve benzeri gayrimaddi haklar G. menkul kiralamalı için ödenen bedeller veya kiralar, gibi, GVK’nın 94 veya KVK’nun 30. maddesi kapsamında bulunan ödemelerde, vergi anlaşmasında stopajı önleyen bir hüküm olmadığı sürece, gerekli oranlar üzerinden stopaj yapılması gerekmektedir.
Bununla beraber;
-Her nevi komisyon ödemeleri,
-Yurt dışında yapılan ilan veya reklam bedeli ödemeleri,
-Yurt dışında gerçekleşen taşıma bedeli ödemeleri,
-Sigorta primi ödemeleri,
-Yurt dışında yaptırılan fason iş bedeli ödemeleri,
-Gözetim ücreti ödemeleri,
-Yurt dışı seyahatlerde ortaya çıkan ödemeler (otel, lokanta, ulaşım, haberleşme vs.),
-Fuar katılım ücreti ödemeleri,
-Uydu kirası ödemeleri, YURT İçinden alınan fatura bedeli yurt içinde ödenmesi gerekir.
___________________________________________________________________________
Özelge: Yurtdışından alınan analiz hizmetlerinin KV ve KDV karşısındaki durumu hk.
T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü)
|
||||
Sayı | : | 84974990-130[1-2013/18]]-473 | 08/05/2014 | |
Konu | : | Yurtdışından alınan analiz hizmetlerinin KV ve KDV karşısındaki durumu. |
İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; firmanızın Türkiye’de faaliyette bulunan firmalardan alınan duman, toz, baca gazı ve atık ölçüm numunelerini analiz için yurtdışındaki firmalara gönderdiği, yurtdışındaki firmalardan alınan analiz sonuçlarını da Türkiye’deki firmalara ilettiği belirtilerek, söz konusu hizmetin kurumlar vergisi ve katma değer vergisi (KDV) karşısındaki durumuna ilişkin görüş talep edilmektedir.
A- Kurumlar Vergisi Kanunu Yönünden Değerlendirme:
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 3’üncü maddesinin ikinci fıkrasında; Kanunun 1’inci maddesinde yazılı kurumlardan, kanuni ve iş merkezlerinden her ikisi de Türkiye’de bulunmayanların, dar mükellefiyet esasında sadece Türkiye’de elde ettikleri kazançlar üzerinden vergilendirileceği hükmü yer almıştır.
Dar mükellefiyet mevzuuna giren kurum kazançları aynı maddenin 3 numaralı fıkrasında bentler halinde belirtilmiş olup, söz konusu fıkranın (c) bendinde; “Türkiye’de elde edilen serbest meslek kazançları” sayılmıştır.
Aynı maddenin 4 numaralı fıkrasında ise, “Bu maddede belirtilen kazanç veya iratlar ile gelir unsurlarının Türkiye’de elde edilmesi ve Türkiye’de daimî temsilci bulundurulması konularında, 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun ilgili hükümleri uygulanır.” hükmü yer almıştır.
Öte yandan, aynı Kanunun 30’uncu maddesinde, dar mükellefiyete tabi kurumların maddede sayılan kazanç ve iratları üzerinden, bu kazanç ve iratları avanslar da dahil olmak üzere nakden veya hesaben ödeyen veya tahakkuk ettirenler tarafından kurumlar vergisi kesintisi yapılacağı hükme bağlanmış; bu maddenin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca dar mükellefiyete tabi kurumların serbest meslek kazançları üzerinden kurumlar vergisi tevkifatı yapılması öngörülmüş olup, 12.01.2009 tarihli ve 2009/14593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile serbest meslek kazançları üzerinden yapılacak tevkifat oranı petrol arama faaliyetleri dolayısıyla sağlanacak serbest meslek kazançlarından % 5, diğer serbest meslek kazançlarından % 20 olarak belirlenmiştir.
Bu itibarla, yurt dışında mukim yabancı firmalardan firmanıza verilen duman, toz, baca gazı ve atık ölçüm numunelerinin analizi hizmetlerinin serbest meslek faaliyeti olarak değerlendirilmesi ve bu hizmetler karşılığında ilgili firmalara yapılan ödemeler üzerinden Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 30’uncu maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca % 20 oranında vergi kesintisi yapılması gerekmektedir.
Diğer taraftan, hizmet veren yurtdışı firmasının mukim olduğu ülke ile Türkiye Cumhuriyeti arasında Gelir ve Servet Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmasının mevcut olması halinde, söz konusu faaliyetlere ilişkin olarak yapılan ödemeler üzerinden tevkifat yapılıp yapılmayacağı hususunun ilgili ülkeler ile yapılan anlaşmalar çerçevesinde ayrı ayrı değerlendirileceği tabiidir.
B- KDV Kanunu Yönünden Değerlendirme:
3065 sayılı KDV Kanununun;
-1/1 maddesinde; ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV’ye tabi olduğu, 1/2 maddesinde, her türlü mal ve hizmet ithalinin KDV’ye tabi olduğu,
-6/b maddesinde, hizmetin Türkiye’de yapılmasının veya hizmetten Türkiye’de faydalanılmasının işlemlerin Türkiye’de yapıldığını ifade ettiği,
-9 uncu maddesinde, mükellefin Türkiye içinde ikametgâhının, işyerinin, kanunî merkezi ve iş merkezinin bulunmaması hallerinde ve gerekli görülen diğer hallerde Maliye Bakanlığının, vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla, vergiye tabi işlemlere taraf olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutabileceği,
hükümlerine yer verilmiştir.
Diğer taraftan 14.04.2012 tarih ve 28264 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 117 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin; “2.1. İkametgahı, İşyeri, Kanuni Merkezi ve İş Merkezi Türkiye’de Bulunmayanlar Tarafından Yapılan İşlemler” başlıklı bölümünde;
“2.1.1. KDV Kanununun 1 inci maddesine göre bir hizmetin KDV’nin konusuna girebilmesi için Türkiye’de ifa edilmesi gerekmektedir. Aynı Kanunun (6/b) maddesinde ise Türkiye’de yapılan veya faydalanılan hizmetlerin Türkiye’de ifa edilmiş sayılacağı hükme bağlanmıştır.
Buna göre, ikametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayanların Türkiye’de yaptığı hizmetler ile bunların yurt dışında yaptığı ancak Türkiye’de faydalanılan hizmetler KDV’ye tabi olacaktır.
Bu gibi hizmet ifalarında mükellef, esas olarak hizmeti ifa eden olmakla birlikte, Türkiye’de ikametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi bulunmadığından, KDV’nin tamamı, hizmetten faydalanan yurt içindeki muhatap tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilip ödenecektir.
Hizmetin vergiden müstesna olması ve hizmetin yurt dışında yapılıp hizmetten yurt dışında faydalanılması halinde, mükellef veya sorumlu sıfatıyla KDV beyan edilmeyecektir.
2.1.2. KDV’nin sorumlu sıfatıyla beyan edilmesi için hizmetten Türkiye’de faydalanan muhatabın KDV mükellefi olması şart değildir. KDV mükellefiyeti bulunmayanlar da söz konusu hizmetler nedeniyle KDV tevkifatı yaparak 2 No.lu KDV beyannamesi ile beyan etmek ve ödemek zorundadır.”
açıklamalarına yer verilmiştir.
Buna göre, yurt dışında mukim firmalardan temin edilen ve Türkiye’de faydalanılan analiz hizmetleri Kanunun 1/1 inci maddesine göre KDV ye tabi olup bu işlemden doğan KDV firmanız tarafından sorumlu sıfatıyla 2 No.lu KDV Beyannamesi ile beyan edilerek ödenecektir. Firmanız tarafından beyan edilen KDV nin Kanunun 29 ila 34 üncü maddelerindeki hükümler çerçevesinde indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.
Kaynak: İsmmmo,GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.