Borca batık olma durumunun hesabında dikkate alınmayacak kur farkı zararının kaynağı olan borcun başladığı tarihin ne olarak alınacağı hakkında.
Gaziantep Sanayi Odası’nın Ticaret Bakanlığı’ndan konu hakkında aldığı görüş
Sayın Üyemiz,
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 376 ncı Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ’in Geçici 1’nci maddesinde “1/1/2023 tarihine kadar, Kanunun 376 ncı maddesi kapsamında sermaye kaybı veya borca batık olma durumuna ilişkin yapılan hesaplamalarda, henüz ifa edilmemiş yabancı para cinsi yükümlülüklerden doğan kur farkı zararları dikkate alınmayabilir.” hükmü yer almaktadır.
Bununla birlikte, söz konusu hükmün 2018 yılı öncesinde oluşmuş ve henüz ifa edilmemiş yabancı para cinsi yükümlülükleri de kapsayıp kapsamadığı hususunda tereddüt yaşandığından, konuya ilişkin olarak Ticaret Bakanlığı’ndan değerlendirmeleri talep edilmiş olup, Ticaret Bakanlığı İç Ticaret Genel Müdürlüğü’nden odamıza ulaşan cevap yazısı şu şekildedir:
“6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 376’ncı maddesinin birinci fıkrasında, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının yarısının zarar sebebiyle karşılıksız kaldığının anlaşılması halinde, yönetim kurulunun, genel kurulu hemen toplantıya çağıracağı ve bu genel kurula uygun gördüğü iyileştirici önlemleri sunacağı; ikinci fıkrasında, son yıllık bilançoya göre, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının üçte ikisinin zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşıldığı takdirde, derhâl toplantıya çağrılan genel kurulun, sermayenin üçte biri ile yetinme veya sermayenin tamamlanmasına karar vermediği takdirde şirketin kendiliğinden sona ereceği; üçüncü fıkrasında ise, şirketin borca batık durumda bulunduğu şüphesini uyandıran işaretler varsa, yönetim kurulunun, aktiflerin hem işletmenin devamlılığı esasına göre hem de muhtemel satış fiyatları üzerinden bir ara bilanço çıkartacağı, bu bilançodan aktiflerin, şirket alacaklılarının alacaklarını karşılamaya yetmediğinin anlaşılması hâlinde, yönetim kurulunun, bu durumu şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesine bildireceği ve şirketin iflasını isteyeceği hüküm altına alınmıştır
İlaveten, anılan Tebliğ’in 12’nci maddesinin birinci fıkrasında borca batık olma durumu, şirketin aktiflerinin borçlarını karşılayamaması hali olarak tanımlanmıştır. İkinci fıkrada borca batık durumda olmanın işaretlerinin, yıllık ve ara dönem finansal tablolardan, denetime tabi şirketlerde denetim raporlarından, erken teşhis komitesinin raporlarından, yönetim organının belirlemelerinden ortaya çıkabileceği belirtilmiştir. Yine üçüncü fıkrada, şirketin borca batık durumda bulunduğu şüphesini uyandıran işaretler varsa, yönetim organının, aktiflerin hem işletmenin devamlılığı esasına göre hem de muhtemel satış fiyatları üzerinden bir ara bilanço çıkartacağı dördüncü fıkrada yönetim organının, hem işletmenin devamlılığı esasına hem de aktiflerin muhtemel satış değerlerine göre çıkarılan ara bilânço üzerinden aktiflerin şirket alacaklarını karşılamaya yetmediğine karar vermesi ve 7’ncimaddede belirtilen tedbirleri almaması halinde şirketin iflası için mahkemeye başvuracağı hüküm altına alınmıştır.
Anılan Tebliğ’in Geçici 1’nci maddesinde ise “1/1/2023 tarihine kadar, Kanunun 376 ncı maddesi kapsamında sermaye kaybı veya borca batık olma durumuna ilişkin yapılan hesaplamalarda, henüz ifa edilmemiş yabancı para cinsi yükümlülüklerden doğan kur farkı zararları dikkate alınmayabilir.” hükmü yer almaktadır.
Bu itibarla, anılan mevzuat hükümleri çerçevesinde, henüz ifa edilmemiş yabancı para cinsi yükümlülüklerden doğan kur farkı zararlarına ilişkin finansal tablolarda herhangi bir değişiklik yapılmayacak, diğer bir ifadeyle şirketin zorunlu veya ihtiyari olarak finansal tablolarını düzenlerken uymakla yükümlü olduğu TMS/TFRS, BOBİ FRS veyahut Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğleri esaslarına göre finansal tabloların düzenlenmesi ilkesine devam edilecektir. Yapılacak değerlendirmelerin ilgili dipnotlarda ve yönetim kurulu faaliyet raporunda gösterilmesinin uygun olacağı değerlendirilmektedir. Yönetim organı şirketin sermaye kaybı veya borcu batık olma durumlarına ilişkin değerlendirmeler yaparken, henüz ifa edilmemiş olan yabancı para birimi cinsinden yükümlülüğün ilk defa kayıtlara girdiği tarih itibariyle değeri göz önünde bulundurularak cari kur ile arasındaki farktan kaynaklı zararlar şirketin bilanço zararından indirebilecektir. Söz konusu yükümlülüğün finansal tablolara giriş tarihine ilişkin olarak ise herhangi bir alt sınır bulunmamaktadır. Böylece, 376’ncı madde kapsamında yapılacak değerlendirmelerde henüz ödenmemiş yükümlülüklerden kaynaklı kur farkı zararının, yükümlülük hangi tarihte gerçekleşmiş olursa olsun özvarlıkları azaltıcı etkisi dikkate alınmayabilecektir.”
…
|
Kaynak: Gaziantep Sanayi Odası
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.