Ana Sayfa Makale 6102 Sayılı Yeni Türk Ticaret Kanununa Göre Anonim Ortaklıkta Pay Ve Pay...

    6102 Sayılı Yeni Türk Ticaret Kanununa Göre Anonim Ortaklıkta Pay Ve Pay Senetlerinin Devri

    1711
    0

    01.07.2012 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu, pay ve pay senetlerinin devrinin esas sözleşmeyle sınırlandırılmasına ilişkin önemli değişiklikler getirmiştir. Yeni TTK’da, konuyla ilgili değişikliklerin yapılmasında İsviçre Borçlar Kanunu esas alınmıştır. Nama yazılı pay ve pay senetlerinin devrinin esas sözleşmeyle sınırlandırılmasına ilişkin hükümleri, anonim ortaklık yapısını dikkate alan yeni bir anlayış doğrultusunda kaleme alınmış ve pay devirlerinin esas sözleşmeyle sınırlandırılmasına ilişkin kanuni düzen köklü bir değişime tabi tutulmuştur. Bunun yanında özellikle azınlık pay sahiplerinin nama yazılı paylarını devir aşamasında yaşadığı sıkıntılar ve “bölünme teorisine” rağmen aratılan hukuki ve fiili engeller nedeniyle tasarruf etmelerinin dahi engellenmiş olması kapsamlı değişiklikler yapılmasını gerektirmiştir.[1]

    Eski Türk Ticaret Kanununun ilgili maddeleri uyarınca şirket, pay devrini esas sözleşmeye eklenecek bir hüküm ile herhangi bir gerekçe göstermeden reddedebilmekteydi. TTK m. 493/2 uyarınca, pay devrinin şirketin işletme konusu veya işletmenin ekonomik bağımsızlığı yönünden önemli sebeplerden biri gerçekleştiğinde reddedilebileceği öngörülmektedir. Yeni TTK uyarınca kanun hükmünde yer verilen önemli sebep gerçekleşmeden pay devrinin reddedilmesi söz konusu olmayacaktır.

    Yeni TTK m. 489 uyarınca, hamiline yazılı pay senetlerinin devrinde temel ilke, senedin devrinin şirket ve üçüncü kişiler bakımından zilyetliğin devri ile gerçekleşmesidir. Nama yazılı pay senetlerinin devrinde ise temel ilke, nama yazılı payların serbestçe devridir. Yeni TTK m. 490 uyarınca, kanunda veya esas sözleşmede aksi öngörülmedikçe, nama yazılı paylar herhangi bir sınırlamaya bağlı olmaksızın devredilebilir.[2] Nama yazılı bir payın kıymetli evraka bağlanması durumunda ise kıymetli evrakın devri için senet üzerindeki zilyetliğin devrine ek olarak emre yazılı senetlerde senedin ciro edilmesine ve nama yazılı senetlerde ise bir devri beyanına ihtiyaç bulunmaktadır.

    Nama yazılı payların devrinin ortaklık esas sözleşmesi ile sınırlandırılması ve hatta yasaklanmasına imkan tanıyan hükümleri pay sahibinin lehine olacak şekilde düzenlenmiştir. Esas sözleşmesel bağlam etkisinin sınırlandırılmasına rağmen anonim ortaklık için gerekli olmasından dolayı kanundaki yerini korumuştur. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda, devir sınırlamalarına getirilen değişiklikle meydana gelebilecek sıkıntılar nedeniyle payların devrinin söz konusu olduğu durumlarda, payın ortaklık tarafından satın alınmasına imkan tanınmıştır.

    Yeni TTK m. 493, borsaya kote edilmemiş nama yazılı paylar bakımından uygulanacak devir sınırlamalarını düzenler. Buna göre söz konusu payların devri, esas sözleşmede öngörülmüş önemli bir sebep ileri sürülerek, veya devredene payların başvurma anındaki gerçek değeri üzerinden satın alınması teklif edilerek reddedilebilir. Böylece, TTK m. 418/2’de düzenlenen şirketin pay devrinin pay defterine kaydedilmesinden sebep göstermeksizin kaçınabileceğine ilişkin düzenleme terk edildi.[3]

    Pay devrinin engellenebileceği önemli sebepler kanunun 493. Maddesinin ikinci fıkrasında belirtilmektedir. Maddeye göre, pay sahipleri çevresinin bileşimine ilişkin esas sözleşme hükümlerinin, şirketin konusu veya işletmenin ekonomik bağımsızlığı yönünden onayın reddini haklı göstermesi durumunda, şirket pay devrine onay vermekten kaçınabilir.

    Anonim ortaklıklarda pay devrinin engellenebileceği bir diğer durum ise TTK 493/1 maddesinde ifade edilen; şirketin, payların gerçek değeri üzerinden, şirket veya diğer pay sahipleri ya da üçüncü kişiler hesabına satın alınmasını önermesi durumudur. TTK 493/3 uyarınca ise , devralan payları kendi adına ve hesabına aldığını açıkça beyan etmekten kaçınırsa, şirket devri pay defterine kaydetmeyi reddedebileceği belirtilmiştir. Yeni TTK m. 493/4 maddesinde şirketin ancak , payların miras, miras paylaşımı, eşler arasındaki mal rejimi hükümleri veya cebri icra gereği iktisap edilmeleri durumunda payların gerçek değeri üzerinden satın alınmasını önermek suretiyle devre onay vermeyi reddedebileceğinden bahsedilmiştir.

    Şirketin pay devrine onay vermediği durumlarla ilgili iki teori mevcuttur. Bunlardan biri “bölünme” teorisi olup; şirket devre onay vermediği takdirde devrin şirkete karşı hüküm ifade etmeyeceği teorisidir. Birlik teorisi ise;  şirket devre onay vermediği takdirde payın mülkiyetinin dahi devralana geçemeyeceği teorisidir. Yeni TTK m. 494’de birlik teorisi benimsenerek şirketin pay devrine onay vermemesi halinde, payların mülkiyeti ve paylara bağlı tüm hakların devralanda kalacağı düzenlendi.

    I. ALIM ÖNALIM GERİYE ALIM VE ÖNCELİK HAKLARININ GEÇERLİLİĞİ

    Anonim ortaklıklarda, uygulamada pay sahipleri kendi aralarında bağlayıcılığı bulunan bir sözleşme imzalamaktadırlar. Yalnızca pay sahipleri bakımından bağlayıcılığı olan bu sözleşmelerde; pay sahipleri lehine alım, önalım, geriye alım ve öncelik haklarına ilişkin düzenlemeler yer almaktadır. Pay sahiplerinin kendi aralarında yapmış oldukları bu sözleşmeye bağlayıcılık kazandırmak amaçlı, esas sözleşmelerine bu yönde hükümler koymalarına rağmen, anonim şirket yapısıyla ilgili olmayan bu hükümler, pay sahipleri dışında bağlayıcı olarak nitelendirilmemektedir.

    Sözü edilen hakların esas sözleşmede yer alıp alamayacağı konusunda iki farklı görüş mevcuttur. Esas sözleşmesel bağlam hükümleri kapsamında pay sahiplerine ön alım veya öncelik hakkı tanınabileceğini kabul eden görüşe karşılık özellikle son dönemlerde yaygınlık kazanan ve çoğunluk görüşünü oluşturan öğreti çalışmalarında, bu tür hakların TK 493/7 hükmü uyarınca geçerli şekilde esas sözleşmede yer almayacağına işaret edilmektedir. [4] Buna karşılık eTK döneminde geçerli olan hükmün aksine, TTK 493/7 uyarınca esas sözleşmede alım, ön alım, geriye alım veya öncelik hakkına yer verilmesi mümkün değildir. Yeni Türk Ticaret Kanunu ile pay sahibinin menfaatinin en üst düzeyde korunması hedeflenmiştir.

    Payın serbestçe devredilebileceği ilkesi TTK 493 ile güvence altına alınmıştır.  Pay sahibinin payını devrederken kanunda belirtilen önemli sebepler dışında herhangi bir sebebe dayanarak devrin engellenmesi mümkün değildir. Bu anlamda esas sözleşmede öngörülen bir öncelik hakkının varlığına rağmen pay sahibi bu yükümlülüğe uymaksızın payını bir diğer pay sahibine devretmesi halinde de bu hakkın devralan pay sahibine ileri sürülmesi mümkün değildir.

    Ticaret Kanununun getirmiş olduğu pay devrinin sınırlandırılmasının zorlaştırılma yasağı uyarınca öncelik hakkının kullanımı ile devredenin paylarını satma niyetini mevcut pay sahiplerine bildirmeye esas sözleşme ile zorlanamayacağı gibi alım, önalım ve geriye alım hakları görünümündeki yenilik doğurucu bir hakkın kullanılarak payların esas sözleşmede öngörülen kişilere devrini sağlamak da mümkün değildir. Esas sözleşmenin kanun ile belirlenmiş bu içeriği pay sahibini ek yükümlülüklerden korumaktadır.

    TK 493/7 hükmünde ortaya konulan genel ilke ve önemli sebep kavramını tanımlayan TK 493/2 uyarınca pay sahipleri sözleşmesine taraf olunmadığı takdirde pay devrine ilişkin onay veya tanınma isteminin reddedilebileceği veya reddedilebileceğini öngören esas sözleşmesel hükümlerin de geçerli olduğu savunulamaz. Söz konusu red sebebinin TK 493/2 anlamında bir önemli sebep olarak değerlendirilmesi mümkün değildir. TTK’na getirilen yenilikler, payın devredilmesini kolaylaştırmakta ve esas sözleşmede belirtilenler dışında ek koşul ya da yükümlülük getirilmesini önlemektedir.[5]

    KAYNAKÇA
    [1] 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununa Göre Anonim Ortaklıkta Esas Sözleşmesel Bağlam, Necdet Uzel, 1.Baskı-İstanbul, Nisan 2013
    [2] Prof. Dr. H. Ercüment Erdem Yeni Türk Ticaret Kanununda Payın Devrine İlişkin Yenilikler, Global Dergi, Kasım 2015
    [3] Prof. Dr. H. Ercüment Erdem Yeni Türk Ticaret Kanununda Payın Devrine İlişkin Yenilikler, Global Dergi, Kasım 2015
    [4] 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununa Göre Anonim Ortaklıkta Esas Sözleşmesel Bağlam, Necdet Uzel, 1.Baskı-İstanbul, Nisan 2013
    [5] 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununa Göre Anonim Ortaklıkta Esas Sözleşmesel Bağlam, Necdet Uzel, 1.Baskı-İstanbul, Nisan 2013

    ozgunhukukdf


    www.ozgunlaw.com

    Yazarın Diğer Yazıları İçin Tıklayınız

    Önceki İçerik2015 Yılında Elde Edilen Kira Gelirlerinin Beyan Edilmesi
    Sonraki İçerikSanayi’de 4.0 Evrimi

    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz