Ana Sayfa Vergi 18 yaşının altındaki şirket ortakları sermaye taahhüt ödemesini kendileri yapabilir mi?

    18 yaşının altındaki şirket ortakları sermaye taahhüt ödemesini kendileri yapabilir mi?

    VUK Vergi ehliyeti ve kanuni temsilciler

    407
    0

    Limited şirket sermaye artırımı yaptık 18 yaşından küçük çocukların sermaye artırım taahhüdünün ödenmesi ile ilgili parayı şirket hesabına kayyım mı yatırmalıdır? Kayyım parayı yatırsa açıklama bölümüne küçüklerin ismi ve sermaye taahhüdünün ödenmesi şeklinde yapsak olur mu? Birde Küçüklerin ortaklıktan ayrılması durumunda şirketten alacakları parayı yine kayyımın hesabına mı yatıracağız? Banka küçüklerin havale yapamayacağını söylüyor.

    Kayyum değil VELİ (Anne veya Baba) olacak. Kayyum mahkemece atanan kişidir. 

    18 yaş altındaki çocukların işlemleri velisi tarafından yapılır.

    T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

    Kahramanmaraş Vergi Dairesi Başkanlığı

    Sayı 47285862-120[2019/07]-E.2092 13.01.2020

    Konu : Genç Girişimci Desteği

    İlgi 18/07/2019 tarih ve 68265 sayılı özelge talep formunuz

    İlgide kayıtlı özelge talep formunda, 21/06/2019 tarihi itibariyle telekominikasyon ekipman ve parçalarının toptan ticareti faaliyetine başladığınızı belirterek Genç Girişimci istisnasından faydalanmak için Vergi Dairesi Müdürlüğüne müracaatta bulunduğunuzu ancak, 18 yaşını doldurmamış olmanız nedeniyle tereddüt yaşandığından bahisle bu istisnadan faydalanıp faydalanamayacağınız hususunda Başkanlığımız görüşünü talep etmektesiniz.

    10.02.2016 tarih ve 29620 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 6663 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle değişen 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun Mükerrer 20 nci maddesinde;

    “Ticari, zirai veya mesleki faaliyeti nedeniyle adlarına ilk defa gelir vergisi mükellefiyeti tesis olunan ve mükellefiyet başlangıç tarihi itibarıyla yirmi dokuz yaşını doldurmamış tam mükellef gerçek kişilerin, faaliyete başladıkları takvim yılından itibaren üç vergilendirme dönemi boyunca elde ettikleri bu kazançlarının 75.000 Türk Lirasına kadar olan kısmı, aşağıdaki şartlarla gelir vergisinden müstesnadır.

    1- İşe başlamanın kanuni süresi içinde bildirilmiş olması,

    2- Kendi işinde bilfiil çalışılması veya işin kendisi tarafından sevk ve idare edilmesi (Çırak, kalfa veya yardımcı işçi çalıştırmak ya da seyahat, hastalık, askerlik, tutukluluk ve hükümlülük gibi zaruri ayrılmalar dolayısıyla geçici olarak işinde bilfiil çalışmamak bu şartı bozmaz.),

    3- Faaliyetin adi ortaklık veya şahıs şirketi bünyesinde yapılması halinde tüm ortakların işe başlama tarihi itibarıyla bu maddedeki şartları taşıması,

    4- Ölüm nedeniyle faaliyetin eş ve çocuklar tarafından devralınması hali hariç olmak üzere, faaliyeti durdurulan veya faaliyetine devam eden bir işletmenin ya da mesleki faaliyetin eş veya üçüncü dereceye kadar (bu derece dahil) kan veya kayın hısımlarından devralınmamış olması,

    5- Mevcut bir işletmeye veya mesleki faaliyete sonradan ortak olunmaması.

    İstisna kapsamındaki faaliyetlerden kazanç elde edilmemesi veya istisna haddinin altında kazanç elde edilmesi hallerinde dahi yıllık beyanname verilir.

    Bu istisnanın, bu Kanunun 94 üncü maddesi uyarınca tevkif suretiyle ödenecek vergiye şümulü yoktur.

    Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.”

    hükümlerine yer verilmiştir.

    Öte yandan; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun;

    -“Mükellef ve Vergi Sorumlusu” başlıklı 8 nci maddesinde, “Mükellef, vergi kanunlarına göre kendisine vergi borcu terettübeden gerçek veya tüzelkişidir. Vergi sorumlusu, verginin ödenmesi bakımından, alacaklı vergi dairesine karşı muhatap olan kişidir.

    Vergi kanunlarıyla kabul edilen haller müstesna olmak üzere, mükellefiyete veya vergi sorumluluğuna müteallik özel mukaveleler vergi dairelerini bağlamaz…”

    -“Vergi Ehliyeti” başlıklı 9 uncu maddesinde, “Mükellefiyet ve vergi sorumluluğu için kanuni ehliyet şart değildir. Vergiyi doğuran olayın kanunlarla yasak edilmiş bulunması mükellefiyeti ve vergi sorumluluğunu kaldırmaz.”

    -“Kanuni Temsilcilerin Ödevi” başlıklı 10 uncu maddesinde de, “Tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, Vakıflar ve cemaatlar gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevler kanuni temsilcileri, tüzel kişiliği olmayan teşekkülleri idare edenler ve varsa bunların temsilcileri tarafından yerine getirilir.

    Yukarıda yazılı olanların bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınmayan vergi ve buna bağlı alacaklar, kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınır. Bu hüküm Türkiye’de bulunmayan mükelleflerin Türkiye’deki temsilcileri hakkında da uygulanır.

    Temsilciler veya teşekkülü idare edenler bu suretle ödedikleri vergiler için asıl mükelleflere rücu edebilirler…”

    hükümleri yer almaktadır.

    Ayrıca, konuya ilişkin olarak yayımlanan 292 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinin “İstisnadan Faydalanacaklar ve Faydalanma Şartları” başlıklı 3 üncü maddesinde ise;

    “b) Mükellefin kendi işinde bilfiil çalışması ya da işin kendisi tarafından sevk ve idare edilmesi.

    1) İstisnadan yararlanılabilmesi için mükellefin kendi işinde bilfiil çalışması veya kendi işinde bilfiil çalışmadığı durumlarda ise işin kendisi tarafından sevk ve idare edilmesi gerekmektedir.

    2) Bir şahsın kendi işinde bilfiil çalışması, işinde ve bu işin gerektirdiği konularda fikri ve bedeni bir mesai sarf etmesidir.

    3) İşte bilfiil çalışılmasa dahi iş sahibi tarafından işin sevk ve idaresinin kendi elinde tutulması, işin yürütülmesiyle ilgili kararların alınması, planlanması veya denetiminin yapılması gibi durumlarda da istisna şartı ihlal edilmiş olmaz.

    4) Kendi işinde bilfiil çalışılması veya işin kendisi tarafından sevk ve idare edilmesi şartını sağlayan mükelleflerin, faaliyetin yürütülebilmesi için çırak, kalfa veya yardımcı işçi çalıştırması istisna şartını bozmaz.

    5) Seyahat, hastalık, askerlik, tutukluluk ve hükümlülük gibi zaruri ayrılmalar dolayısıyla geçici sürelerde fiilen işin başında bulunulmaması halinde de söz konusu şart ihlal edilmiş olmaz.”

    açıklamalarına yer verilmiştir.

    Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalara göre, mükellefiyet tesis tarihi itibarıyla bilfiil işinizin başında olduğunuz, işin sevk ve idaresinin tarafınızca yapıldığı ve bu durumun nezdinizde yapılan yoklamalarla tutanak altına alındığı anlaşılmış olup 18 yaşından küçük olmanız, adınıza mükellefiyet tesis edilmesi ve bu mükellefiyetle ilgili ödevlerin kanuni temsilciniz tarafından yerine getirilmesinde mevzuata aykırı bir husus bulunmamaktadır.

    Bu itibarla, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun Genç Girişimcilerde Kazanç İstisnası başlıklı Mükerrer 20 nci maddesinde sayılan diğer şartları da taşımanız halinde, mezkur istisna hükümlerinden yararlanmanız mümkün bulunmaktadır.


    Kaynak: ismmmo,GİB
    Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


    Önceki İçerik2018 yılına KDV iadesi talebinde bulunabilir miyiz?
    Sonraki İçerikMali müşavirler tüm hizmetlerinde KDV tevkifatı yapmalı mıdır?

    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz